Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kurtar Beni...

Hayat o kadar acımasız ki sevgilim.. Verdiği herşeyi geri alır da sonu gelmez O gün gelir yüzleşirsin geçmişinle Sokaklar dile gelir, sölemezler yanlış nerde Hadi kurtar beni bu hayattan.. Gel, kurtar beni bu azaptan. Hadi kurtar beni yine eskisi gibi.. Bi' baba sevgisi gibi.. Ağır ve yavaş. Günah o kadar acımasız ki sevgilim. Nefes alıp verirken azap çeker ruhun bile. O gün gelir yüzleşirsin geçmişinle. Sokaklar dile gelir sölemezler yalnış nerde. Hadi kurtar beni bu hayattan.. Gel, kurtar beni bu azaptan. Hadi kurtar beni yine eskisi gibi.. Bi' baba sevgisi gibi.. Yine eskisi gibi.. Bi' baba şevkati gibi.. Ağır ve yavaş... Gel, kurtar beni bu azaptan.

Güç İçimizde...

Birini tanırız, severiz, çok aşık oluruz. Birlikte onca güzel anı ve duygu paylaşırız. Sonra ya böyle gider bu iş, ya da kendimizi kaybederiz onda. Herşeyimizi ona bağlarız, o gitse ölüvereceğimizi zannederiz. Ama gözümüze perde inmiştir aslında. Ondan önce de vardık, nefes alıyorduk, gülüyorduk. Onun hayatımıza girmiş olması ve sonra gitmiş olması izlerden ve küllerden başka ne bırakabilir ki geriye? Varsın izler kalsın. Varsın küller kalsın. Şarkı dinlemedikçe sorun olmaz. Sonra aniden yeni bir yüz tanırız, yeni bir isim yerleşir dudaklarımıza, hayatı daha çok severiz.Varsın yeni birisi de olmasın, hayat güzel. Hayatın aşktan ibaret olduğunu kalpten başka kim söyler ki? Hayat sokaklarda, hayat bir çocuğun gülümseyen gözlerinde, hayat ailecek bir masaya oturabilmekte, hayat denizlerin dalgasında, kuşların cıvıldayışında ve dostların kahkahasında. O olmasın, ne yazar? Aslında aşk yan yana olmak değildir. Aşk, kalpte doğup kalpte büyüyen ve kalpte ölen bir duygudur. O olmasın, kal

Susmak Bir Cevaptır

Bazen öyle yorulursunuz ki yaşadıklarınızdan, kelimelerin bittiği yere gelirsiniz. Bir tepki vermeniz gerekir ama gücünüz yoktur. Tepki verseniz de değişen bir şey olmayacaktır, suçlanan siz olacaksınızdır. İşte o zaman susarsınız. Kendinizden korkarsınız susabildiğiniz için. İçinizdeki sessizlikten korkarsınız. Çünkü o sessizlik büyük bir çığlıktır aslında. Gözlerinizden yaşlar iner ama sesiniz çıkmaz. Sessizce içinize gömersiniz acınızı. O acı sizi büyütür. Eskisi gibi gülemezsiniz artık kahkaha ve neşeyle. Bazen hayata küsersiniz, kimseyi görmek istemezsiniz. Olaylar istemediğiniz şekillerde gelişir ve sanki bir şeyler inanılmaz bir şekilde size tuzak kurmuş gibidir. Sanki herşey önceden planlanmıştır sırf siz üzülün diye. Bazen hiç suçu olmayan insanları suçlarsınız sanki size tuzak kuran onlarmış gibi. Ama asıl tuzağı kuran hayattır. Hayat sizi büyütmek ister, bu nedenle en zayıf noktalarınızdan vurur hiç acımadan... Siz ise sadece susarsınız.

Nefes Bile Parayla...

Facebook'ta gördüğüm bu resim bana hayallerimi sorgulattı. Küçüklükten beri bize "hayallerin parayla değil, çalışarak satın alınabileceğini" öğrettiler. Ama ne yazık ki bu her zaman böyle değil. Söylemesi zor ama hayaller gerçekten de parayla satın alınıyor. Para denen kağıt parçası, hayatımızı öyle ele geçirmiş ki, nefes almak için bile para lazım. Bunu an itibariyle yaşıyorum. Hava cehennem gibi sıcak, ama klima açamıyoruz, neden? Çünkü elektrik faturası çok gelecek ve olan bize olacak. Sıcaktan nefes almakta zorluk çekiyoruz. Yani diyorum ya, nefes almak bile parayla, ne hayali?

Karnı Acıkanlar İçin: Bol Yumurtalı Krep

Bu aralar iştahım fazlasıyla açık olduğu için, çok sevdiğim bir yiyeceğin tarifini vermek istedim. Krep, çocukluğumdan beri annemin yaptığı ve yediğim bir hamur işiydi. Daha sonradan, ben de öğrendim ve krep tarifi üzerinde kendimce değişiklikler yaparak daha lezzetli hale getirdim :)  Malzemeler: 3 yumurta (Normali 1 yumurtadır.) 4 bardak süt 2 çay kaşığı tuz Un Tüm malzemeler blender ile çırpılır. Unun miktarını öyle bir ayarlamalısınız ki, akışkan bir hamur elde edebilesiniz. Yani kek hamuru gibi yoğun kıvamlı olmamalı. Daha sonra tavaya yağ bıçağının ucuyla tereyağı koyup eritin ve tavayı döndürerek tüm iç kısmının bu tereyağı ile yağlanmasını sağlayın. Sonra elde ettiğiniz akışkan hamurdan bir kepçeye yakın miktarda tavaya dökün ve aynı yağa yaptığınız gibi tavayı döndürerek hamurun yayılmasını sağlayın. Piştiği zaman ters çevirin arka tarafını da pişirin. Eğer evde süt yoksa su ile de bu tarifi uygulayabilirsiniz. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, krep en i

Muhabbet Kuşlarına Özel Park

Youtube'da bu videoyu ilk gördüğümde, oldukça şaşırdım. Önce montaj olabilir mi diye düşündüm ama sanırım montaj değil. Kuşların kanatları kesik desen, kendilerini yere de atmıyorlar. Hallerinden gayet memnun görünüyorlar. Biz bir tane kuşu eğitemezken, bu kadar kuşun uyum içinde hareket etmesi şaşırtıcı geldi bana. Kaydırak sahnesi favori sahnemdir :) İzleyin, izlettirin, bu tatlı canlıların ne kadar eğitilebilir ve akıllı olduğunu tüm dünya görsün.

Cafe Crown Latte

Birkaç ay önce tanıştığım Cafe Crown Latte, evde içtiğim kahveler arasındaki favorim oldu. Nedeni ise, Nescafe gibi ağır olmaması. İçerken sanki hava kabarcığı içer gibi hafif geliyor insana. Tadı ise çok şekerli değil. Yazın soğuk içeceklerden yana olmama rağmen, her gün mutlaka Latte içerim. Ama nedense, eve gelen misafirlerden hiç bir olumlu tepki alamadık henüz :) Her neyse, bu kadar reklam yeter diyor ve son olarak biz ailecek seviyor ve öneriyoruz :)

Yanlış Anlaşılan Şarkı Sözlerinden Seçmeler

Küçükken bazı şarkı sözlerini hep yanlış anlamışımdır. Ama benden daha da kötüleri varmış :) Doğru: Kiminle gittiysen onla kal, bunaldım hatta hep orda kal Yanlış: Kiminle gittiysen onla kal, bunaldım hatta he portakal Şimdi ise babamdan bir bomba geliyor... Doğru: Yak bütün fotoğrafları, ona ait bütün eşyaları Yanlış: Yak bütün fotoğrafları, ona ait güneş yağları Şarkı piyasaya çıktığında, mevsimlerden yazdı. Bu göz önüne alınırsa pek de haksız sayılmaz :) Bir de televolede çalan şarkı vardı. Doğru: Oh, I feel good! Yanlış: Oh, amiguuu! Aşkın Mapusane şarkısından... Doğru: İçinde ben ziyan oldum. Yanlış: İçinde benziyan oldum. Burada benziyan, benzine benzer bir maddedir :) Doğru: Hani bir nefesle çekersin ya, beni de öyle çek hasretim aşk kokan yıldızlara Yanlış:  Hani bir nefesle çekersin ya, beni de öyle çek hasretim başbakan yıldızlara Doğru: Bilirim seni sevdim zamansız, sen sabırsız, ben bir arsız Yanlış: Bilirim seni sevdim zamansız, sen sabırsız, ben

Yine "Yaz" Geldi Bana =)

Bu yazımda, yaz tatilinin iyi ve kötü yönlerini anlatmak istedim. Bildiğiniz gibi, herkes yaz tatiline pek bir bayılır. Ama sıcaktan da bayılır. Ben yazları sevmeyenlerdenim. Kara kışı tercih ederim. Çünkü en azından çaresi var; kat kat giyinip ısınabiliyoruz. Yazın ne yapsam da serinleyemiyorum valla. Günde 3 kere duş almaktan derilerim soyulmaya başladı. Hala ne bulurlar şu yazda bilmem. Seferihisar'a geldiğim ilk 3 gün sürekli denize gittim. E gittim ne oldu şimdi :) Bıktım, yani herşey gibi denizden de bıkılabiliyor. Kafamda bir sürü proje var, ama sıcaktan bilgisayarın başına oturamadığım için, hiçbirini hayata geçiremedim. Burada 20 günüm kaldı. Sonra staj için İzmir'e döneceğim. Aslında iyi değerlendirmek istiyorum ama olmuyor.  Gelelim yazın ve yazlığın güzel yanlarına. Akşam oturmaları, rakı sofraları ve cırcır böceklerinin sesi gerçekten değişilmez. Önce yemek yenir, sonra daha önceden sözleşilen komşular oturmaya gelirler ve çay faslı başlar. İşte o muhabbeti