Uçan Arı

Ulaşımda En Pratik Yol O!  sloganı ile yola çıkan ve Uber’in karşılaştığı en güçlü rakip olan girişim YOLO için geri sayım başladı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun ilgi gören şehir içi, konfor ve kaliteyi birleştiren yolculuklar sağlayan platformlara bir yenisi daha ekleniyor. Kısa süre içinde hayatımızda farklı bir yer edinmeyi hedefleyen girişimin adı YOLO . YOLO , şehir içinde lüks segment araçlar ile şehir içi VIP taşımacılık hizmeti veren ve sektöre çok iddialı girerek diğer rakiplerine nazaran çok farklı iş modeli ve kazanç vaat eden bir mobil uygulama. Dünyada Uber modeli olarak bilinen mobil uygulamanın Türkiye versiyonu olarak planlanmış olan YOLO, uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkmış. YOLO ’yu dünyadaki benzerlerinden farklı kılan en önemli özellik TR’de hukuksal altyapısının sağlamlığı ve farklı kazanç modelleri. YOLO, hem kullanıcılara, hem de iş ortaklarına sağladığı yeni nesil bir iş modeli ile kısa sürede yola çıkıyor. YOLO, TEB Holding ve Ç

Herkese merhaba, Bu aralar yoğun işlerden dolayı pek blog yazısı yazamadım ama çekiliş sonucunu daha fazla geciktirmeden açıklamak istedim. Kazanan Güzel ve Kültürlü olmuştur.  En kısa sürede ucanariblog@gmail.com adresinden bana ulaşabilirse adres bilgilerini almak isterim :) Ayrıca katılan herkese çok ama çok teşekkürler. Hoşça kalın...

Yeni bir yazıyla herkese merhaba :) Bu paleti alalı uzun zaman olmuştu ama inceleyememiştim, artık bir yazı eklemenin zamanı geldi diye düşündüm. Gratis'te görür görmez renklerine vurulduğum bir palet olmuştu Maybelline The Blushed Nudes Far Paleti . Çünkü ben kahve ve gül kurusu tonlarına bayılıyorum. Şunu söylemeliyim ki ürünün ambalajını hiç sevmedim, görüntü olarak hoş olsa da çok kalitesiz. Açması çok zor. Farların kalitesini de hiç beğenmedim. Açık renkler için üç kat, diğer renkler için iki kat sürmek gerekiyor. Ama daha da önemlisi daha fırçayı sürdüğüm anda her yer toz içinde kalıyor. Aşağıda kolumda gördüğünüz renkler kesinlikle gözümde o şekilde görünmüyor. Paletin üst sırası: Üst sırada daha çok açık renkler var. Sadece son renk koyu. Bu renklerden ikincisi ve sonuncusu dışında hiçbirini kullanmıyorum. Resmen tebeşir gibiler. Zaten bu renkleri vermek için de dediğim gibi üç kat sürdüm. Paletin alt sırası: Alt sıra koyu renklerde

Herkese merhaba :) Yine yazmaya uzun bir ara verdikten sonra dün elime ulaşan bir alışverişin yazısını yazmak istedim. Sürekli ürünlerinden övgüyle bahsedilen Bobbi Brown 'dan bir türlü paraya kıyıp bir şeyler alamamıştım. Ama onlarca kapatıcı deneyip bir türlü göz altımdaki morlukları kapatamayınca "yeter artık" dedim ve Bobbi Brown Concealer Kit 'i almaya karar verdim. Tabii sitede öyle güzel kampanyalar vardı ki sadece bununla kalmadım. Fondöten alana Bobbi to Go set hediyesi vardı, benim de fondötenim kalmadığı için hemen mat bitişli bir fondöten seçip sepete ekledim. Bununla kaldı mı? Hayır. Çünkü belli bir miktar sipariş verene Long Wear Life Proof seti hediyeydi. Makyaj bazım da olmadığı için bir de Vitaminli Makyaj Bazını denemek istedim. Bu üç ürün bana bir sürü ürün olarak geri döndü. Hepsi işe yarar mı derseniz, hayır, çünkü rujların rengini hiç beğenmedim. Lip gloss'u gereksiz buldum. Kalem farlardan sadece birinin rengi hoşuma gitt

Çekiliş yapmayalı uzun zaman oldu dedim ve bayramda bir çekiliş alışverişi yaptım :) Ben numuneleri çok severim, seven çok kişi olduğuna da eminim. O yüzden hediye edeceğim ürünlerin bir kısmı numunelerden oluşuyor :) Gelelim hediyelere: - I Love Raspberry Blackberry Duş Jeli - Feminine Wash (Ürün adına gerek yok sanırım :)) - Seyahat için Diş Fırçası ve Macunu - Oriflame Silk El Kremi - Bepanthol Numune Krem - Rebul Lavanta Kolonyası - Pantene Saç Bakım Kremi Küçük Boy - Oriflame Ruj Numuneleri - Dalan Zeytinyağlı Sabun - Cecile Roll-On Bu hediyeleri kazanan kişi olmak için zorunlu koşul blogumu GFC'den takibe almanız. Bunun dışında; - Instagramdan takip ederseniz (ucan.ari) +1 çekiliş hakkı, - Facebook'tan takip ederseniz +1 çekiliş hakkı, -Blogunuzda duyurursanız +5 çekiliş hakkı kazanabilirsiniz. Katılmak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz. Önemli Not: Çekiliş amaçlı açılan bloglar ile yapılan katılımlar geçersiz sayı

Herkese tekrardan merhaba :) Ne zamandır kendime mutfakta bir rende yardımcısı arıyordum. Çünkü özellikle havucun hem salatasını hem de mezesini çok sevmeme rağmen rendelemek çok zor geldiği için, kollarım ağrıdığı için ve çalışan biri olduğum için neredeyse hiç yiyemiyordum. Biraz araştırdım ve Tefal'in sanırım Moulinex alt markasının Tefal Fresh Express isimli bir ürününe denk geldim. Ufak ve güzel bir alet, 150 lira civarında. Onu sipariş ettim, eve geldi, denedim, rendeyi çok güzel yaptı. Ama benim aklım youtube'da izlediğim, aynı markanın Cube and Stick modelinde kalmıştı. Ne yazık ki Türkiye'de satılmadığını öğrendim ve vergisini ödeyip yurt dışından almaya karar verdim. İnternet'in altını üstüne getirip sadece bir yerde bulabildim. Fransa'da üretiliyor sanırım, o yüzden Amazon Fransa'nın sitesinden aldım. Vergisiyle birlikte 500 lirayı buldu maalesef ama bence değer... Bu arada az sonra koyacağım resimleri malesef ben çekmedim. Ama e

Herkese merhaba :) Bu ay gene kendimi tutamayıp küçük alışverişler yaptım. Aslında elimde kullanılmayı bekleyen çok ürün var ama alışverişe gidince dayanamıyor insan. Öncelikle Gratis 'le başlayalım. Ne yazık ki indirim döneminde alışveriş yapamadım. Fırça - 15 TL civarı Maybelline The Blushed Nudes Far Paleti - 39 TL Flormar Waterproof Göz Kalemleri - Tanesi 5.90 TL Listerine Total Care Zero - 9.90 TL Fırçam kırıldığı için bir süredir saçlarımı ince tarakla tarıyordum. Dolaştıkça dolaşıyordu. Gratis'te bu fırçayı gördüm, hem yapısını hem rengini beğendim. Diğer fırçaların telleri seyrek ve kalitesiz gibiydi. Ama bu öyle değildi. İyi ki de almışım. Dolaşan saçlarım şimdi çok daha kolay açılıyor. Eski fırçamdan bile bu kadar memnun değildim. Yalnız bir sorun var ki paketini attığım için markasını hatırlayamıyorum, üzerinde de hiçbir şey yazmıyor. Ama Gratis'lerde bulabilirsiniz. Aldığım ürünlerden bir diğeri Maybelline The Blushed Nudes Far

Herkese merhaba :) Bu aralar işler fazla yoğun olmadığı için filmlere ve dizilere sarmış durumdayım. Benim gibi gerilimi sonuna kadar yaşamayı sevenlere iki İspanyol filmi önermek istiyorum. İspanyol filmlerini kısa bir süre önce keşfettim. Gerçekten bu işi son yıllarda iyi yapıyorlar. Filmlerde seçilen konular çok özgün ve hikâyenin ilerleyişi merak uyandırıcı. Gelelim önereceğim filmlere. Birinci filmin orijinal adı La Cara Oculta . İnternet'te ismi Türkçe'ye pek çok şekilde çevrilmiş. Ama en meşhur olanı Karanlık Taraf . Bu filmle ilgili pek fazla spoiler vermek istemiyorum çünkü kuracağım her cümle ipucu verebilir. Sadece şunu söyleyebilirim ki başta sıradan başlayan film sonlara doğru sizi içine çekiyor ve son 45 dakikanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Çok beğendiğim bir filmdi, iki kere izledim. Puanım 8/10. 2 puanı bazı oyuncuların çok şahane oynayamamasından kırdım :)) Diğer filmin orijinal adı Mientras Duermes . Türkçe adı ise Ölüm Uykusu

Herkese selam :) Bu yazımda 25 Temmuz'da eşimin hediyesi olan Mac Twig ruj ile ilgili yorumlarımı paylaşmak istiyorum. Bu rengi internette görüp beğenip eşime söylemiştim, o da gitmiş almış. Paketi açınca çok sevindim :) Öncelikle şunu söylemeliyim ki bu, Mac'ten aldığım ilk ruj. Çok kaliteli olduğu söylendiği için ben de bir denemek istedim. Aslında renk olarak biraz hayal kırıklığına uğradım, ne yalan söyleyeyim. Ben bu rengi daha kahvemsi düşünmüştüm, ama bildiğin pembe tonuymuş. Hoş renk aslında ama benim istediğim renk aslında Mac Whirl 'miş. Ne yazık ki bunu ruju sürdükten sonra anladım :) Neyse onu da bir sonraki sefere alırım artık. Resimde gördüğünüz gibi biraz parlak bir ruj. Çok kolay sürülüyor, yumuşak bir yapısı var. Tek katla rengini vermiyor, iki üç kat sürülünce güzel duruyor bende. Kalıcılığı normal. Yani öyle hemen çıkmıyor ama bir şeyler yiyip içince azalıyor tabii. Fiyatı 60 lira. Parasını hak eden bir ürün mü derseniz

Herkese merhaba :) Bugün bir kitap yorumu yazmak istedim. Aslında bu eski bir kitap ama ben yeni okuyabildim. Zülfü Livaneli 'nin kitaplarına dadanalı bir yıl oldu. Önce Serenad ile başladı maceram, sonra Kardeşimin Hikâyesi, Leyla'nın Evi derken Mutluluk 'u okumadan olmaz dedim. Kitap ilk sayfalarından itibaren ilgimi çekti, merakla okudum. Ama üç farklı kişinin gözünden anlatıldığı için biraz dikkatim dağıldı ve kafam karıştı. Sonradan neyse ki anlatıcı sayısı ikiye ve en son da bire düştü de rahatlayabildim :) İçinde çok güzel mesajlar barındıran bir kitaptı, doğudaki bazı kızlarımızın özgürlük tutkusunu, istemsiz cehaletini çok içten anlatmış Zülfü Livaneli. Aslında onlara gerekli imkânlar sağlandığı takdirde neler yapabileceklerini göstermiş. Meryem'e kitap boyunca acıdım, kızdım, onunla ağladım, onunla güldüm.  Cemal'den nefret ettim. Yüzünü bile gözümde canlandırabiliyorum. Acımasız, şiddet dolu, bağnaz bir adamın ilkel suratı, gözl

Selaaam... (: Geçen hafta Agora AVM'deydim. Aklımda da ten rengi bir göz kalemi almak vardı. Gözlerim biraz küçük olduğu için iç kısma sürerek büyük gösterebilirim diye düşündüm. Ama en çok beğenilen kalem Sephora'nınki olduğu için mutlaka Sephora'dan almak istiyordum. İnternetten alsam gelmesi uzun sürecekti, beklemek istemiyordum. Şansa bak ki Agora'da Sephora varmış, şaşırdım çünkü İzmir'de her AVM'de bulmak zor. Eve gelince hemen denedim tabii. Öncelikle şunu söylemeliyim ki kalem çoook yumuşak. Kolay sürülüyor. Verdiği renk ve yoğunluk da güzel. Aşağıdaki resimde görebilirsiniz. Ama nedense ben gözümün içine sürünce bayağı öcü gibi oldum :)) Gözlerimi büyük göstermeyi geçtim, daha da çirkinleştirdi sanki. Amaaa ertesi gün anladım ki biraz fazla sürmüşüm. Çok daha küçük dokunuşlarla sürünce daha iyi oldu. Arada kullanırım diye düşünüyorum :) Ama çok fark yarattı mı? Hayır. Bu ürünü tavsiye etsem mi etmesem mi bilemedim. A

Herkese merhaba :) Bu yazımda geçen hafta yaptığım verimli bir alışverişten bahsetmek istiyorum.  Son zamanlarda saçlarım stresten midir nedir o kadar çok dökülüyor ki avuç avuç saç topluyorum. Artık buna bir dur deme zamanı geldi diye düşündüm ve yaptığım araştırmalardan sonra Yves Rocher 'ın Anti Chute şampuanını aldım. Bir de aynı markanın maskesiyle desteklersem iyi olur diye düşünerek yanında Reparation saç maskesini de aldım. Yves Rocher Anti Chute şampuan, dökülmeyi önlemeyi ve saç oluşumunu desteklemeyi, Yves Rocher Reparation Repair saç maskesi de yıpranmış saçları onarmayı vaat ediyor. Saçımda daha önce defalarca hem açma işlemi uygulandı, hem de kaç kez boyadım. O yüzden saçlarım oldukça yıpranmış, kuru. Taramak tam bir işkence. Derken bu iki ürün imdadıma yetişti. Başka bloglarda okuduğumda acaba abartılıyor mu demiştim ama inanın hiç de abartılmıyor. İki ürünü de daha birer kez kullandım ama sonuç o kadar belirgin ki anlatamam. Sa

Merhaba arkadaşlar :) Bu yazımda geçen hafta yaptığım Kozmela alışverişinden bahsetmek istiyorum. Diğer bloglarda yaptığım araştırmalardan sonra Real Techniques fırçalarından birçok kişinin memnun kaldığını ve tavsiye ettiğini gördüm. Bu yüzden fırça olarak bu markayı tercih ettim.  İnternette bazı setler de vardı ama içlerinde gereksiz fırçalar olabileceğini düşündüğümden tek tek almaya karar verdim. Aldığım fırçalar: Blush Brush: Çok pofuduk bir allık fırçası olduğundan, allığı yemediğinden bahsedilmiş. Gerçekten de ilk izlenimim bu yönde :) Expert Face Brush: Bu fırça da sıkça tavsiye edilenler arasında. Daha çok fondöten uygulamasında kullanılıyor. Ama sanırım krem olan bütün ürünlerde iyi bir sonuç veriyor. Krem allık için de ideal. Shaping Brush: Bu fırçayı da far amaçlı aldım. Ama her türlü gölgelendirme işlemi için de iyi bir yapısı var gibi duruyor. Her bir fırçanın fiyatı 20-30 TL aralığında. Bunun dışında cımbızımın ucu bozulduğu

Herkese merhaba :) Yaz olduğundan mıdır nedir akşamları sürekli bir arayışa giriyorum, ne izlesem, ne okusam falan diye. İşte o arayışlarımdan birinde bu mini diziyi buldum. Mini dizileri izlemesi çok keyifli oluyor. Çünkü ne film kadar kısa, ne de sezonlarca süren diziler kadar bayıyor insanı. Zamanda yolculuk konusuna aşırı meraklı biriyim. Bununla ilgili her türlü filmi, diziyi, kitabı çok seviyorum. Fazla spoiler vermek istemesem de bu dizi de zamanda yolculuk üzerine bir dizi. Stephen King 'in romanından uyarlanmış. Romanı okumadığım için iyi bir uyarlama mı onu bilemiyorum. Ama ben diziyi çok beğendim. Zaten J. J. Abrams adı geçiyorsa iyidir yani. Dizi 8 bölümden oluşuyor. İlk bölümler bir saatten uzun, sonraki bölümler 50 dakikaya düşmüş.  Sarah Gadon ve James Franco'yu bu dizi sayesinde tanıdım, daha önce filmlerde görmüştüm ama bu film sayesinde sevdim diyebilirim. Çok güzel oynamışlar ve çok da yakışmışlar.

Yine birkaç aydır ara vermiştim yazmaya.  Son bir haftadır yine kendimi çok kötü hissediyorum. Hayatın anlamını kaybettim sanki. Elim hiçbir şey yapmaya varmıyor. Yaptığım hiçbir şeyden de zevk alamıyorum. Ot gibi yaşıyorum. Her gün aynı. Zaten aynı olmasa da fark etmiyor benim için. Çünkü mutlu değilim. Mutlu olmamam için bir sebep var mı? Hayır. Her şey güzel çok şükür. Ama tıpkı 2 sene önce yaşadığım ruhsal rahatsızlık gibi bir rahatsızlık geçiriyorum. Depresyon ve anksiyete karışımı bir şey.  Sürekli aklımda ölüm duyguları. Sanki her an birisi ölecek. Her an kötü bir şey olacak. Hele şu İstanbul'daki patlamayı duyunca hepten dağıldım. Hayatımız pamuk ipliğine bağlı resmen. İlaca başladım. Daha önce Cipralex kullanmıştım, çok iyi gelmişti. 6 ay önce bıraktım, hay bırakmaz olaydım. Şimdi Lustral'e başladım. Sanki bugün bir tık daha iyiyim. O yüzden blogumun başına geçip biraz yazı yazmaya başlayayım artık dedim. Çünkü Uçan Arı öksüz kalmıştı :)

Bir önceki yazımda Gratis'ten gelen paketten bahsetmiştim. Bu yazımda Nivea Q10 Plus Kırışık Karşıtı Krem ile ilgili ilk izlenimlerimi paylaşmak istiyorum. Öncelikle yaş oldu 26. Yaşlanma karşıtı ürünleri kullanma vakti geldi diye düşünüyorum. Ama bugüne kadar hiç elim almaya gitmemişti, bu benim için bir fırsat oldu. Ürünün yanında gelen broşürde ayrıntılı bilgiler var. Aşağıdaki resimde görebilirsiniz: Ben bunu ilk başta gece kremi zannetmiştim, meğerse gece değil, gündüz de sürülebiliyormuş ve sabah uyandığınızda aynada gördüğünüz o parlak cilde sahip olmanızı sağlıyormuş. Nivea Q10 Plus Kırışık Karşıtı Kremi  dün elime geçer geçmez hemen denedim ve gerçekten hoşuma gitti. Çünkü diğer kremler gibi yapış yapış bir his bırakmadı, hemen emildi ve 1-2 dakika içinde tamamen yok oldu. Canlandırıcı etkisini çok net gördüm. Solgun görünümü ortadan kaldırıyor. Dışarı çıkarken kurtarıcınız olabilir. En azından benim öyle olacak. Uykusuz kaldığımda inanı

Herkese merhaba, Dün Gratis'ten güzel mi güzel bir Nivea paketi aldım. İçinden  Nivea Canlandırıcı Yüz Temizleme Köpüğü  ve  Nivea Q10 Plus Kırışık Karşıtı Krem  çıktı. Daha önce  Nivea Canlandırıcı Yüz Temizleme Köpüğü 'nün pembesini kullanmıştım. Pembe renk kuru/hassas ciltler içindi. Ama aslında cildim normal, neden pembe aldım bilmiyorum. O yüzden bunu kullanmam çok daha iyi olacak. Nivea Q10 Plus Kırışık Karşıtı Krem 'i hiç denemedim. Sloganı "Güzellik Uykusu Etkisi". Bence çok iddialı ve güzel bir slogan. İçerisinde Goji Berry varmış, bu Goji Berry'i sadece zayıflamaya yarıyor zannediyordum. Bu etkisini de öğrenmiş oldum. Bir sonraki yazımda  Nivea Q10 Plus Kırışık Karşıtı Krem 'i inceleyeceğim. Gratis'e bu güzel paket için teşekkürler...

Geçenlerde Gratis 'e uğradım, şöyle bir bakayım diye. Ama sadece bakmakla kalmadım tabi, ne zamandır aklımda fondöten ve pudra almak vardı. Açıkçası cildimde en ufak bir kusur yok, maşallah (kendime çok sık nazar değdiririm). Bu yüzden bugüne kadar neredeyse hiç fondöten-pudra kullanmadım. Ama yine de fondöten ve pudrayı biraz açık renk alınca makyajın tamamen ortaya çıkmasını seviyorum, o nedenle artık arada kullanmayı düşünüyorum.  Orada bir bölgede denedim ve çok hoşuma gitti, eve gelince tüm yüzümde fondöteni ve pudrayı denedim, sonuç harikaydı, çünkü cildimle tam uyum sağladı, bir saat sonra akma veya dışarı atma durumları olmadı. İkisi bir araya gelince pürüzsüz ve doğal bir görünüm oldu. Pudraların yumuşacık fırçalarına bayılıyorum, sürdükçe süresim geliyor. Bu arada renklerini söylemeyi unuttum, ben açık buğday tenliyim, Gratis'teki kız bana bu tonlar sana olur dedi. Fondöten 03, Pudra 10. Gerçekten de güzel oldu.  Ürünlerin fiyatları çok uygun. Pud

8 aylık uzuuun bir aradan sonra geçen hafta tekrar seansa girdim. Bu sefer Soprano ütüleme epilasyon cihazıyla değil, diod lazer epilasyon cihazıyla atış yapıldı. Sanırım bunun nedeni ütüleme epilasyon cihazının görmediği tüyleri görebilmesi. Ben acı anlamında pek bir şey fark etmedim, ama aradan 1,5 hafta geçti ve son kalan bölgelerde de dökülmeler oldu, şimdi yeniden çıkıp çıkmayacaklarına bakma zamanı geldi :) Umarım artık sona gelmişimdir, zaten daha şimdiden çoktan karşılığını aldım epilasyonun. Gittiğim güzellik merkezinden de çok memnun kaldım. Çünkü ben boşverip onları aramadığım halde onlar kaç kez arayıp seansa çağırdı, müşterileri takip etmeleri gerçekten çok iyi. Bana kalsa gitmeyecektim. Unutmayın, ütüleme epilasyon istiyorsanız cihaz mutlaka orijinal Soprano olmalı. Çünkü ütüleme epilasyon adı altında sahtekarlık yapan çok sayıda güzellik merkezi var. Aman kanmayın. Daha önceki yazılarım için: İzmir'de Ütüleme Lazer Epilasyon Araştırması Ü

Doğru makyaj, dolgun kirpikler, bakımlı bir cilt, hacimli saçlar… En önemlisi de beyaz dişlerle sağlıklı, güzel bir gülümseme! Bu yüzden diş bakımına ve beyaz olmasına oldukça özen gösteriyorum. Sürekli yeni ürünleri deneyimlemeyi de seviyorum. Burada raflarda gözüme çarpan ve Amerika’nın en büyük diş macunu markası olan Crest aslında Procter and Gamble’ın Türkiye’de sunduğu İpana markasıyla tamamen aynı içeriklere sahipmiş. Dünyada ilk defa beyazlatıcı bantları üreten bir marka olduğu için 3 boyutlu Beyazlık ailesi oldukça ilgimi çekti. Son zamanlarda market alışverişine gittiğim her mağazada ve televizyonlarda sıklıkla İpana’nın yeni ürünü olan Perfection’a denk gelince ve özellikle 3 günde %100’e kadar lekesiz iddasını duyunca denemek istedim ve hemen aldım. İpana’nın en hızlı ve en güçlü beyazlatıcı diş macunu ünvanına sahip bu diş macunu ile deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Diş hekimimin de daha beyaz bir diş için önerdiği İpana 3D White Perfection ile güvenle, bembeyaz