Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sephora Ten Rengi Göz Kalemi

Selaaam... (: Geçen hafta Agora AVM'deydim. Aklımda da ten rengi bir göz kalemi almak vardı. Gözlerim biraz küçük olduğu için iç kısma sürerek büyük gösterebilirim diye düşündüm. Ama en çok beğenilen kalem Sephora'nınki olduğu için mutlaka Sephora'dan almak istiyordum. İnternetten alsam gelmesi uzun sürecekti, beklemek istemiyordum. Şansa bak ki Agora'da Sephora varmış, şaşırdım çünkü İzmir'de her AVM'de bulmak zor. Eve gelince hemen denedim tabii. Öncelikle şunu söylemeliyim ki kalem çoook yumuşak. Kolay sürülüyor. Verdiği renk ve yoğunluk da güzel. Aşağıdaki resimde görebilirsiniz. Ama nedense ben gözümün içine sürünce bayağı öcü gibi oldum :)) Gözlerimi büyük göstermeyi geçtim, daha da çirkinleştirdi sanki. Amaaa ertesi gün anladım ki biraz fazla sürmüşüm. Çok daha küçük dokunuşlarla sürünce daha iyi oldu. Arada kullanırım diye düşünüyorum :) Ama çok fark yarattı mı? Hayır. Bu ürünü tavsiye etsem mi etmesem mi bilemedim. A

Yves Rocher Anti Chute Şampuan ve Reparation Saç Maskesi

Herkese merhaba :) Bu yazımda geçen hafta yaptığım verimli bir alışverişten bahsetmek istiyorum.  Son zamanlarda saçlarım stresten midir nedir o kadar çok dökülüyor ki avuç avuç saç topluyorum. Artık buna bir dur deme zamanı geldi diye düşündüm ve yaptığım araştırmalardan sonra Yves Rocher 'ın Anti Chute şampuanını aldım. Bir de aynı markanın maskesiyle desteklersem iyi olur diye düşünerek yanında Reparation saç maskesini de aldım. Yves Rocher Anti Chute şampuan, dökülmeyi önlemeyi ve saç oluşumunu desteklemeyi, Yves Rocher Reparation Repair saç maskesi de yıpranmış saçları onarmayı vaat ediyor. Saçımda daha önce defalarca hem açma işlemi uygulandı, hem de kaç kez boyadım. O yüzden saçlarım oldukça yıpranmış, kuru. Taramak tam bir işkence. Derken bu iki ürün imdadıma yetişti. Başka bloglarda okuduğumda acaba abartılıyor mu demiştim ama inanın hiç de abartılmıyor. İki ürünü de daha birer kez kullandım ama sonuç o kadar belirgin ki anlatamam. Sa

Kozmela Alışverişim

Merhaba arkadaşlar :) Bu yazımda geçen hafta yaptığım Kozmela alışverişinden bahsetmek istiyorum. Diğer bloglarda yaptığım araştırmalardan sonra Real Techniques fırçalarından birçok kişinin memnun kaldığını ve tavsiye ettiğini gördüm. Bu yüzden fırça olarak bu markayı tercih ettim.  İnternette bazı setler de vardı ama içlerinde gereksiz fırçalar olabileceğini düşündüğümden tek tek almaya karar verdim. Aldığım fırçalar: Blush Brush: Çok pofuduk bir allık fırçası olduğundan, allığı yemediğinden bahsedilmiş. Gerçekten de ilk izlenimim bu yönde :) Expert Face Brush: Bu fırça da sıkça tavsiye edilenler arasında. Daha çok fondöten uygulamasında kullanılıyor. Ama sanırım krem olan bütün ürünlerde iyi bir sonuç veriyor. Krem allık için de ideal. Shaping Brush: Bu fırçayı da far amaçlı aldım. Ama her türlü gölgelendirme işlemi için de iyi bir yapısı var gibi duruyor. Her bir fırçanın fiyatı 20-30 TL aralığında. Bunun dışında cımbızımın ucu bozulduğu

Süper Bir Mini Dizi Önerisi: 11.22.63

Herkese merhaba :) Yaz olduğundan mıdır nedir akşamları sürekli bir arayışa giriyorum, ne izlesem, ne okusam falan diye. İşte o arayışlarımdan birinde bu mini diziyi buldum. Mini dizileri izlemesi çok keyifli oluyor. Çünkü ne film kadar kısa, ne de sezonlarca süren diziler kadar bayıyor insanı. Zamanda yolculuk konusuna aşırı meraklı biriyim. Bununla ilgili her türlü filmi, diziyi, kitabı çok seviyorum. Fazla spoiler vermek istemesem de bu dizi de zamanda yolculuk üzerine bir dizi. Stephen King 'in romanından uyarlanmış. Romanı okumadığım için iyi bir uyarlama mı onu bilemiyorum. Ama ben diziyi çok beğendim. Zaten J. J. Abrams adı geçiyorsa iyidir yani. Dizi 8 bölümden oluşuyor. İlk bölümler bir saatten uzun, sonraki bölümler 50 dakikaya düşmüş.  Sarah Gadon ve James Franco'yu bu dizi sayesinde tanıdım, daha önce filmlerde görmüştüm ama bu film sayesinde sevdim diyebilirim. Çok güzel oynamışlar ve çok da yakışmışlar.

Zor Zamanlar

Yine birkaç aydır ara vermiştim yazmaya.  Son bir haftadır yine kendimi çok kötü hissediyorum. Hayatın anlamını kaybettim sanki. Elim hiçbir şey yapmaya varmıyor. Yaptığım hiçbir şeyden de zevk alamıyorum. Ot gibi yaşıyorum. Her gün aynı. Zaten aynı olmasa da fark etmiyor benim için. Çünkü mutlu değilim. Mutlu olmamam için bir sebep var mı? Hayır. Her şey güzel çok şükür. Ama tıpkı 2 sene önce yaşadığım ruhsal rahatsızlık gibi bir rahatsızlık geçiriyorum. Depresyon ve anksiyete karışımı bir şey.  Sürekli aklımda ölüm duyguları. Sanki her an birisi ölecek. Her an kötü bir şey olacak. Hele şu İstanbul'daki patlamayı duyunca hepten dağıldım. Hayatımız pamuk ipliğine bağlı resmen. İlaca başladım. Daha önce Cipralex kullanmıştım, çok iyi gelmişti. 6 ay önce bıraktım, hay bırakmaz olaydım. Şimdi Lustral'e başladım. Sanki bugün bir tık daha iyiyim. O yüzden blogumun başına geçip biraz yazı yazmaya başlayayım artık dedim. Çünkü Uçan Arı öksüz kalmıştı :)