Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İyileşmeyen Yaralar...

Kırılırsın bazen neden olduğunu bilmeden. Aslında can acıtacak bir durum yoktur belki ona, buna ya da şuna göre ama sen kalbindeki o sıcaklığa engel olamazsın. Önce parmak uçlarından başlar ve sanki ruhun yukarı doğru çekilir. Çünkü bazen ölüm kadar ağırdır kırılmak. Aradan günler, haftalar, aylar geçer ama unutamazsın. O yara geçmez. Her aklına geldiğinde aynı girdap içine girer gibi olur, hemen aklından çıkarırsın. Herkes bilmez bu denlisini, pek azı bilir, duyguları kocaman okyanuslardan, yüce dağlardan daha büyük olanları bilir...

Kurtar Beni...

Hayat o kadar acımasız ki sevgilim.. Verdiği herşeyi geri alır da sonu gelmez O gün gelir yüzleşirsin geçmişinle Sokaklar dile gelir, sölemezler yanlış nerde Hadi kurtar beni bu hayattan.. Gel, kurtar beni bu azaptan. Hadi kurtar beni yine eskisi gibi.. Bi' baba sevgisi gibi.. Ağır ve yavaş. Günah o kadar acımasız ki sevgilim. Nefes alıp verirken azap çeker ruhun bile. O gün gelir yüzleşirsin geçmişinle. Sokaklar dile gelir sölemezler yalnış nerde. Hadi kurtar beni bu hayattan.. Gel, kurtar beni bu azaptan. Hadi kurtar beni yine eskisi gibi.. Bi' baba sevgisi gibi.. Yine eskisi gibi.. Bi' baba şevkati gibi.. Ağır ve yavaş... Gel, kurtar beni bu azaptan.

Güç İçimizde...

Birini tanırız, severiz, çok aşık oluruz. Birlikte onca güzel anı ve duygu paylaşırız. Sonra ya böyle gider bu iş, ya da kendimizi kaybederiz onda. Herşeyimizi ona bağlarız, o gitse ölüvereceğimizi zannederiz. Ama gözümüze perde inmiştir aslında. Ondan önce de vardık, nefes alıyorduk, gülüyorduk. Onun hayatımıza girmiş olması ve sonra gitmiş olması izlerden ve küllerden başka ne bırakabilir ki geriye? Varsın izler kalsın. Varsın küller kalsın. Şarkı dinlemedikçe sorun olmaz. Sonra aniden yeni bir yüz tanırız, yeni bir isim yerleşir dudaklarımıza, hayatı daha çok severiz.Varsın yeni birisi de olmasın, hayat güzel. Hayatın aşktan ibaret olduğunu kalpten başka kim söyler ki? Hayat sokaklarda, hayat bir çocuğun gülümseyen gözlerinde, hayat ailecek bir masaya oturabilmekte, hayat denizlerin dalgasında, kuşların cıvıldayışında ve dostların kahkahasında. O olmasın, ne yazar? Aslında aşk yan yana olmak değildir. Aşk, kalpte doğup kalpte büyüyen ve kalpte ölen bir duygudur. O olmasın, kal

Susmak Bir Cevaptır

Bazen öyle yorulursunuz ki yaşadıklarınızdan, kelimelerin bittiği yere gelirsiniz. Bir tepki vermeniz gerekir ama gücünüz yoktur. Tepki verseniz de değişen bir şey olmayacaktır, suçlanan siz olacaksınızdır. İşte o zaman susarsınız. Kendinizden korkarsınız susabildiğiniz için. İçinizdeki sessizlikten korkarsınız. Çünkü o sessizlik büyük bir çığlıktır aslında. Gözlerinizden yaşlar iner ama sesiniz çıkmaz. Sessizce içinize gömersiniz acınızı. O acı sizi büyütür. Eskisi gibi gülemezsiniz artık kahkaha ve neşeyle. Bazen hayata küsersiniz, kimseyi görmek istemezsiniz. Olaylar istemediğiniz şekillerde gelişir ve sanki bir şeyler inanılmaz bir şekilde size tuzak kurmuş gibidir. Sanki herşey önceden planlanmıştır sırf siz üzülün diye. Bazen hiç suçu olmayan insanları suçlarsınız sanki size tuzak kuran onlarmış gibi. Ama asıl tuzağı kuran hayattır. Hayat sizi büyütmek ister, bu nedenle en zayıf noktalarınızdan vurur hiç acımadan... Siz ise sadece susarsınız.

Nefes Bile Parayla...

Facebook'ta gördüğüm bu resim bana hayallerimi sorgulattı. Küçüklükten beri bize "hayallerin parayla değil, çalışarak satın alınabileceğini" öğrettiler. Ama ne yazık ki bu her zaman böyle değil. Söylemesi zor ama hayaller gerçekten de parayla satın alınıyor. Para denen kağıt parçası, hayatımızı öyle ele geçirmiş ki, nefes almak için bile para lazım. Bunu an itibariyle yaşıyorum. Hava cehennem gibi sıcak, ama klima açamıyoruz, neden? Çünkü elektrik faturası çok gelecek ve olan bize olacak. Sıcaktan nefes almakta zorluk çekiyoruz. Yani diyorum ya, nefes almak bile parayla, ne hayali?

Karnı Acıkanlar İçin: Bol Yumurtalı Krep

Bu aralar iştahım fazlasıyla açık olduğu için, çok sevdiğim bir yiyeceğin tarifini vermek istedim. Krep, çocukluğumdan beri annemin yaptığı ve yediğim bir hamur işiydi. Daha sonradan, ben de öğrendim ve krep tarifi üzerinde kendimce değişiklikler yaparak daha lezzetli hale getirdim :)  Malzemeler: 3 yumurta (Normali 1 yumurtadır.) 4 bardak süt 2 çay kaşığı tuz Un Tüm malzemeler blender ile çırpılır. Unun miktarını öyle bir ayarlamalısınız ki, akışkan bir hamur elde edebilesiniz. Yani kek hamuru gibi yoğun kıvamlı olmamalı. Daha sonra tavaya yağ bıçağının ucuyla tereyağı koyup eritin ve tavayı döndürerek tüm iç kısmının bu tereyağı ile yağlanmasını sağlayın. Sonra elde ettiğiniz akışkan hamurdan bir kepçeye yakın miktarda tavaya dökün ve aynı yağa yaptığınız gibi tavayı döndürerek hamurun yayılmasını sağlayın. Piştiği zaman ters çevirin arka tarafını da pişirin. Eğer evde süt yoksa su ile de bu tarifi uygulayabilirsiniz. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, krep en i

Muhabbet Kuşlarına Özel Park

Youtube'da bu videoyu ilk gördüğümde, oldukça şaşırdım. Önce montaj olabilir mi diye düşündüm ama sanırım montaj değil. Kuşların kanatları kesik desen, kendilerini yere de atmıyorlar. Hallerinden gayet memnun görünüyorlar. Biz bir tane kuşu eğitemezken, bu kadar kuşun uyum içinde hareket etmesi şaşırtıcı geldi bana. Kaydırak sahnesi favori sahnemdir :) İzleyin, izlettirin, bu tatlı canlıların ne kadar eğitilebilir ve akıllı olduğunu tüm dünya görsün.

Cafe Crown Latte

Birkaç ay önce tanıştığım Cafe Crown Latte, evde içtiğim kahveler arasındaki favorim oldu. Nedeni ise, Nescafe gibi ağır olmaması. İçerken sanki hava kabarcığı içer gibi hafif geliyor insana. Tadı ise çok şekerli değil. Yazın soğuk içeceklerden yana olmama rağmen, her gün mutlaka Latte içerim. Ama nedense, eve gelen misafirlerden hiç bir olumlu tepki alamadık henüz :) Her neyse, bu kadar reklam yeter diyor ve son olarak biz ailecek seviyor ve öneriyoruz :)

Yanlış Anlaşılan Şarkı Sözlerinden Seçmeler

Küçükken bazı şarkı sözlerini hep yanlış anlamışımdır. Ama benden daha da kötüleri varmış :) Doğru: Kiminle gittiysen onla kal, bunaldım hatta hep orda kal Yanlış: Kiminle gittiysen onla kal, bunaldım hatta he portakal Şimdi ise babamdan bir bomba geliyor... Doğru: Yak bütün fotoğrafları, ona ait bütün eşyaları Yanlış: Yak bütün fotoğrafları, ona ait güneş yağları Şarkı piyasaya çıktığında, mevsimlerden yazdı. Bu göz önüne alınırsa pek de haksız sayılmaz :) Bir de televolede çalan şarkı vardı. Doğru: Oh, I feel good! Yanlış: Oh, amiguuu! Aşkın Mapusane şarkısından... Doğru: İçinde ben ziyan oldum. Yanlış: İçinde benziyan oldum. Burada benziyan, benzine benzer bir maddedir :) Doğru: Hani bir nefesle çekersin ya, beni de öyle çek hasretim aşk kokan yıldızlara Yanlış:  Hani bir nefesle çekersin ya, beni de öyle çek hasretim başbakan yıldızlara Doğru: Bilirim seni sevdim zamansız, sen sabırsız, ben bir arsız Yanlış: Bilirim seni sevdim zamansız, sen sabırsız, ben

Yine "Yaz" Geldi Bana =)

Bu yazımda, yaz tatilinin iyi ve kötü yönlerini anlatmak istedim. Bildiğiniz gibi, herkes yaz tatiline pek bir bayılır. Ama sıcaktan da bayılır. Ben yazları sevmeyenlerdenim. Kara kışı tercih ederim. Çünkü en azından çaresi var; kat kat giyinip ısınabiliyoruz. Yazın ne yapsam da serinleyemiyorum valla. Günde 3 kere duş almaktan derilerim soyulmaya başladı. Hala ne bulurlar şu yazda bilmem. Seferihisar'a geldiğim ilk 3 gün sürekli denize gittim. E gittim ne oldu şimdi :) Bıktım, yani herşey gibi denizden de bıkılabiliyor. Kafamda bir sürü proje var, ama sıcaktan bilgisayarın başına oturamadığım için, hiçbirini hayata geçiremedim. Burada 20 günüm kaldı. Sonra staj için İzmir'e döneceğim. Aslında iyi değerlendirmek istiyorum ama olmuyor.  Gelelim yazın ve yazlığın güzel yanlarına. Akşam oturmaları, rakı sofraları ve cırcır böceklerinin sesi gerçekten değişilmez. Önce yemek yenir, sonra daha önceden sözleşilen komşular oturmaya gelirler ve çay faslı başlar. İşte o muhabbeti

Final Haftası Ne Yapılmalı?

Üniversitelerin meşhur haftalarıdır final haftaları. Kimi bölümde 2 hafta bile sürer. Örnek : Bilgisayar Mühendisliği (: Final haftalarında öğrencilerin en sık yaptığı yanlış "stres"tir. Stres ve hırs yapmak kişiye çok şey kazandırıyormuş gibi görünse de aslında başarıyı alıp götüren bir düşmandır. Bir kere final haftası diye eğlenceyi bir kenara bırakmamalısınız.Sadece azaltmaktır işin sırrı. Çünkü bir beyne yüklenmenin de bir sınırı vardır, bir süre sonra beyniniz bilgileri almaz, kaydetmez olur, siz ise çalıştığınızı zanneder, kendinizi rahatlatırsınız. Yapmak istediklerinizi yapın, daha sonra kendinizi istekli ve hazır hissettiğinizde derse başlayın. Veya ödüllendirin kendinizi.Şu kadar sayfayı okuduktan sonra yarım saat bilgisayar başında vakit geçireceğinizi söyleyin. Stres sınav esnasında da kendini gösterir ve sınavınızın kötü geçmesine zamanı kullanamamanıza, dikkatinizin dağılmasına yol açar. Sınavlar için kendinizi rahat hissedin. Elinizden geleni yapı

LiensCash.com, 1000 tıka 1€!

Bu siteyi yeni buldum, web site adreslerinden kısa linkler üretiyorsunuz, o kısa linklere 1000 tık başına 1€ ödeme yapıyorlar. İnternetten araştırdığım kadarıyla diğer sahte siteler gibi değil, ödeme gerçekten yapılıyor. Tabiki 1000 farklı kişiye tıklatıp 1€ almak pek iç açıcı bir durum değil.Bu yüzden aşağıdaki botu indirip oluşturduğunuz kısa linkleri yapıştırın. http://www.mediafire.com /? n19d1u464o1pcdp Not:Link açılmazsa ktunnel.com gibi sitelerle deneyebilirsiniz. Daha sonra aşağıdaki linkten kayıt olun:(Referans linkimdir.) http://www.lienscash.com/?ref=4480 Ve son olarak ödeme kanıtı + video Video :  Bol kazançlar... Kaynak: www.webmastersitesi.com

HeyecanVar.com

Doğum günlerinde, yılbaşlarında ve diğer özel günlerde hep sevdiklerimize ne alsak diye çok önceden düşünmeye başlarız.Sonunda bir şeye karar veririz ama genelde hepsi aynı tarz şeylerdir:parfüm, giyim, çerçeve vs. vs... İnternette gezerken bu siteye rastladım, gerçekten çok ilginç ve güldürücü ürünler var.Sevdiklerinize bu yıl farklı hediyeler almak isterseniz bir göz atın. http://www.heyecanvar.com /

Oryale Son!

Orial...Saçlarımı 3 senedir kullanamamama sebep olan madde! Nedir bu oryal? Diyelim saçınızı siyaha boyadınız, sonra vazgeçip sarıya kahverengiye falan döndürmek istiyorsunuz. İşte bu durumda kuaförler saçınıza oryal sürüyorlar ve saçınızın rengi açılıyor. Ortaya turuncu simli bir görüntü çıkıyor... Sonra istediğiniz renge boyuyorlar, buraya kadar iyi hoş... 3 sene önce ben de böyle bir işlemden geçtim. Siyah olan saçımı karamel rengine boyattım, 100 TL civarında para harcadım. Sonuç ne biliyor musunuz, üç yıldır ne renge boyarsam boyayayım bir türlü mat görünmeyen simli saçlar... Durmadan kahverengiye boyuyorum şimdi evde simli görünüm yok olsun diye. Allahtan dipten saçlarım çıktı da simler sadece uçlarda kaldı. Banyoda boya akıp gidiyor yine simler çıkıyor alttan, oryal yüzünden! Siz siz olun oryal falan denemeyin sakın, gerçekten pişman olursunuz. Bırakın saçlarınız uzasın.

Msn 2011

MSN 2011 sürümü geçen yıl çıkmıştı.Ama hala kullanmadığımı söyleyebilirim.İyi hoş, görsel efekt falan var.Ama o ifadeler de ne öyle? Nerede bizim güzel gülen ağlayan suratlarımız? Sırf ifadeler yüzünden bile kullanmak istemiyor insan MSN 2011'i! Ayrıca kullanmayı bilmeyen biri için hiç pratik değil.Bakalım MSN 2012'de ne facialar bekliyor bizi, hayırlısı... Benim gibi memnun kalmayanlar için, artık MSN'in sitesinden kolaylıkla ulaşamadığımız MSN 2010 sürümünü yayınlıyorum.Messenger Live'e ait tüm uygulamaları "program ekle kaldır" ile kaldırdıktan sonra yükleyebilirsiniz. MSN 2010