Uçan Arı

Herkese merhaba,  Bugün yine kitap üzerine yazmaya karar verdim. Çünkü bu aralar okumaya bayağı kaptırmış durumdayım. Girdiğim her kitapçının ödüllü kitap olarak Ateşböceği Yolu kitabını göstermesi üzerine sonunda kitabı aldım ve 3 hafta önce bitirdim. Ancak yorumlamak için zaman bulabildim. Ateşböceği yolu , ilk yüz sayfasıyla oldukça ilgimi çekti. Tully ile Kate 'in dostluğuna herkes gibi ben de hayran oldum. Daha sonra üniversiteye gidişlerini, orada yaşadıklarını okumak çok eğlenceliydi. Kitabı elimden düşüremedim. Ancak bazı konularda kafamda soru işareti kaldı. Aşağıda yazacaklarım spoiler içermektedir , okumamanızı tavsiye ederim :) Johnny ile Kate'in evlendiği bölümün sonunda şöyle bir cümle vardı: "Kate Johnny'yi Tully'e derin derin bakarken görür ve yıllar sonra ne büyük bir hata yaptığını anlayacaktır." gibi bir cümle vardı. O cümleden sonra hep Tully ile Johnny birlikte olacak sandım ve Johnny hep Kate'i sevdi. Yani o cümle ç

Herkese merhaba, daha dün bitirdiğim Aklından Bir Sayı Tut romanını, yorumlarım tazeyken değerlendirmek istedim. Öncelikle bu John Verdon'ın ilk okuduğum kitabıydı ve çok beğendim. Açıkçası bugüne kadar pek polisiye kitap okumamıştım. Genelde romantik, bilim kurgu okuyordum. Bu kitap bana polisiyeyi sevdirecek gibi görünüyor. Çünkü kitap boyunca hep çeşitli bulmacalar var ve gittikçe daha çözülmesi zor bir hal alıyor ve sonunda da mantıklı bir şekilde açıklanıyor. Kendimi Lost izler gibi hissettim kitabı okurken :) 658 sayısının gizeminden çok etkilendim. 19 sayısının nasıl bilindiğini daha okurken tahmin etmiştim. Kitapta en çok şok geçirdiğim yer Mark Mellery'nin öldüğünün haberinin verildiği yer oldu. Çünkü nedense hiç beklemiyordum ölmesini. O an anladım mektupları gönderenin ciddiyetini... Kitabın bazı yerleri beni sıktı diyebilirim. Çok hızlı okuduğum yerler oldu sırf bu yüzden. Ama genel olarak güzel ve okunası bir kitap olduğunu düşünüyorum.

Sarah Jio'nun Böğürtlen kışı kitabını şu başlıkta incelemiştim. Böğürtlen Kışı'nı okuduktan hemen sonra gidip Mart Menekşeleri 'ni aldım ve bitirmem 48 saat sürdü. Zaten Sarah Jio'nun kitapları çok fazla kalın değil, ama yine de bu kadar kısa sürede bitirmemin nedeni merak unsurundan çok, kitabın dilinin çok ama çok akıcı olması. Kitabın kapağı tıpkı yazarın diğer kitapları gibi çok sevimli ve tabii ki gene püsküllü bir ayracı var :) Kitap, Emily Wilson isimli bir yazarın aldatılması üzerine Bainbridge adasına yengesinin yanına gitmesi üzerine orada yaşadıklarını konu alıyor. Bu ada öyle güzel betimlenmiş ki, kitabı okurken o adadaki sahilde yürürken, yollarında tur atarken buldum kendimi. Evden eve gittim, anlatılan her evi gözümde canlandırabildim. İlginç olan kısım, Böğürtlen Kışı kitabında Emily ve kocasından, yengesinden, Bainbridge adasından bahsediliyordu bir bölümde. Tabii ben kitapları sırasız okuduğum için bunu okumakta biraz geç

Yeni bir yazıyla herkese merhaba.  Geçenlerde markette saç boyalarına bakarken Palette 10-0 Açık Papatya gözüme çarptı. Üzerinde saç rengini açtığı ve bakım yaptığı yazıyordu. Daha önce saç rengimi açmıştım ve saçlarım yanmıştı. Bu olay 2,5 sene önce oldu ve hala saçlarımı uzatamadım doğru düzgün. O zamandan beri saçıma boyadan başka şey sürmedim. Ama gene de istediğim renge ulaşamamıştım. Üzerinde 3-4 tona kadar renk açtığı yazınca, dayanamayıp aldım. Aslında bu büyük riskti, gene saçlarımı kaybedebilirdim. Eve geldim ve hemen bir tutamına sürüp denedim. Saç rengim 30 dakika içerisinde gerçekten de gözle görülür şekilde açıldı. Yıkadığımda herhangi bir lastikleşme olmadı. Sadece biraz kurumuştu ama kesinlikle yanmamıştı . Bunun üzerine tüm saçıma uyguladım ve 40 dakika yazmasına rağmen yarım saat beklettim. Sonuçtan çok memnun kaldım. Saçlarım tam istediğim renge geldi, hem de yeşil veya çok turuncu olmadan. Yanma falan da olmadı. Ama gene de herkesin

Yeni bir kitap yorumu ile herkese merhaba.  Bugün tanıtmak istediğim kitap Kristin Hannah - Evden Çok Uzakta . Bu kitapla tanışmam biraz da ismi sayesinde oldu. Evlendikten sonra evimden ve ailemden ayrıldığım için depresyona girmiştim. Tam da o zamanlarda kitapçıda bu kitabı gördüm. Adı duygularımla birebir örtüşüyordu. Hiç düşünmeden aldım. Daha doğrusu annem doğum günü hediyesi olarak bana aldı :) Ama kitabın konusunun bununla pek de ilgisi yok tabii. Kitapta evinden, eşinden ve çocuklarından ayrılmak zorunda kalan bir kadının hikayesi var. Ayrılmasının nedeni ise Irak'a, savaşa gitmesi. Kitap beni konusuyla çok etkiledi. Oradaki savaş öyle gerçekçi öyle korkunç anlatılmış ki, sanki yaşıyor gibi oldum. Aslında tüm yazılanların gerçek olduğunu hatırladığımda ise içim burkuldu. Askerler çok cesur insanlar ve bu kitabımızın kahramanı da kadın olmasına rağmen çok cesur! Kitapta beni en çok duygulandıran kısım , Jolene savaşa giderken, Betsy ile alarmlarını ayn

Bugün  D&R 'dan ne zamandır aklımda olan kitapları aldım. Bir kitap okurken sonuna yaklaştığım zaman hemen rafta yeni kitaplar görmek istiyorum. Bu bana okuma hevesi veriyor. Kristin Hannah 'ın tüm kitaplarının güzel olduğu fikrindeyim. Hepsi birbirinden farklı güzellikte olsa da, hepsini kitaplığımda bulundurmak istiyorum.  Çünkü o kadın ruhundan anlayan bir yazar.  Aldığım iki kitabın arka kapaklarının resmi aşağıda. John Verdon 'ın  Aklından Bir Sayı Tut  kitabı çıkalı yıllar olmuş. Ama ben maalesef ki okumamıştım. Kitap kapağını acayip şekilde  Olasılıksız 'a benzetiyorum. İçi de benziyor mu acaba??? Bir an evvel okuyup diğer kitaplarını da alarak seriyi tamamlamak istiyorum. Arka kapaklardaki yazıların hepsi de merak uyandırıcı olmuş. Özellikle  Aklından Bir Sayı Tut ! Ateşböceği Yolu biter bitmez başlayacağım! Siz bu kitapları okudunuz mu? Okuduysanız beğendiniz mi?

İzmir'de Ütüleme Lazer Epilasyon Araştırması adlı yazım sonrasında yüzlerce mail geldi, hala da gelmeye devam ediyor.  Gelen maillerde en çok sorulan soru "Hala memnun musunuz? Sonuç alabildiniz mi?" oluyor. Bu sorulara bir karşılık olarak yeni bir yazı yazmam gerektiğini düşündüm. Geçen ay 4. seansımı tamamladım. Sonuç olarak koltukaltı bölgesi hemen hemen tamamen bitti. Diğer bölgelerde de %80 'lik bir azalma var. Ama bu bittiği anlamına gelmiyor, çünkü her an sürpriz yaparak çoğalabilen yapıya sahip tüyler :) İşin kötü yanı, bacaklarımdaki tüyler çok inceldiği için lazerin görememe ihtimali. Bu nedenle bol bol jilet yapmamı önerdiler. Acı konusunda hala daha acının var olduğunu söylesem yalan olmaz. Ama insan sonuçlarını gördükçe acıyı falan kafasına takmıyor. Özellikle koltukaltı bölgesinde daha 4. seansta ne kadar rahat ettiğimi gördükten sonra. Gittiğim güzellik merkezi beni hiç yanıltmadı. Hatta bir seansımda yazın sıcaktan dolayı jelin

Yine Sarah Jio 'dan devam etmek istiyorum. Son çıkan "Son Kamelya" kitabını 1 ay önce bitirdim. Ne yalan söyleyeyim, yazarın kitaplarından en beğenmediğim buydu. Bir kere, her kitapta kendini tekrar etmesi iyi değil. Bir tekdüzelik var. Her kitabında geçmişte bir sır var ve bu sır mutlaka günümüzdeki bir kişi tarafından çözülüyor. Bütün kitapların böyle olması bana istikrardan çok kendini tekrar etmeyi çağrıştırıyor. Seçtiği teknik çok güzel, zamanlar arasında bağ kurmak zor iş ve kitaplarında sır olarak saklanan konular da merak uyandırıcı. Ama insan her kitabı kendine yeni bir şeyler katsın diye okur, en azından ben öyleyim. Bu kitapta da aynı kitabı okur gibi oldum. Kitabın konusu da biraz fazla klasik : Bir köşk, bir kaç tane zıvanadan çıkmış çocuk, ve bir dadı. Evet, tahmin edeceğiniz gibi çocukların annesi ölmüş. Ve yine tahmin edeceğiniz gibi dadıyı başta hiç sevmiyorlar, ama o sonra kendini sevdiriyor. Ayşecik filmleri gibi :) Kitabı bu kad

Sonunda ben de bir etkinlik başlatmaya karar verdim. Katılmak isteyen herkesi mimliyorum. En sevdiğiniz oje markası ve rengi? Flormar 320 Almak isteyip de maddi gücünüzün yetemediği bir marka? Tabii ki Mac :) Okurken hayattan kopup içinde kendinizi kaybettiğiniz bir roman? Olasılıksız - Adam Fawer İzlerken dış dünyadan koptuğunuz bir film? Issız Adam Şu anda yapmayı çok isteyip de yapamadığınız bir şey? Çikolata yemek :) Son olarak, sahip olmayı çok istediğimiz bir şeyin resmini paylaşalım :) İnşallah siz de katılır ve bu soruları zevkle yanıtlarsınız :)

Uzun zamandır aklımda olan bu düşünceyi hayata geçirmek istedim.  Düşüncelerimi, deneyimlerimi paylaşıyorum ve okunduğunu da görebiliyorum, ama diğer bloggerlar ile pek bir etkileşimim yok. Bu nedenle blogumda başka blogger arkadaşlarımın değerli düşüncelerine ve deneyimlerine yer vermek istiyorum.  Kozmetik veya kitaplar hakkında bir konuda blogumun konuğu olmak ister misiniz?

Sarah Jio ile tanışmam bu kitap sayesinde oldu. Geçtiğimiz yıl D&R'dan hediye çeki kazanmıştım ve çok satanlar kısmında bu kitabı gördüm. Açıkçası konusundan çok kitabın tasarımı ilgimi çekti. Arkadya Yayınları her zamanki gibi şık bir ayraç yapmış ve bu kitabı alma isteği uyandırıyor. Eminim bir çok kişide de böyle olmuştur :) Kitabı aldıktan sekiz ay sonra okuma fırsatı bulabildim. Nedense hiç canım açıp da okumak istemedi. Ama okumaya başlayınca elimden düşüremedim. Olaylar öyle güzel ve akıcı bir şekilde bağlanmış ki, iki günde okuyup bitirdim. Kitapta büyük bir dram var ve okuyucuya çok iyi aktarılmış. Zaman geçişleri benim çok hoşuma gitti. Özellikle geçmişe dönülen kısımlarda hem çok duygulandım hem çok eğlendim. Kitabın sonu hem acıklı hem de mutlu diyebilirim. Her ne kadar ben bu kitabı çok ama çok beğenmiş olsam da, okuyan tanıdıklarımdan bazıları sonunun çok tahmin edilebilir olduğunu ve beğenmediklerini söylediler. Ama ben nedense tam olarak

Son Watsons alışverişimde merakla aldığım ürünlerden biriydi Maybelline Master Precise Eyeliner . Eyeliner sürmeden dışarı çıkmayan biri olarak tüm markaları deneyip en uygun olanını bulmak her daim tek hedefim :) İyisini bulsam da daha da iyisini bulmak için geziyorum. Bu eyeliner'ın en çok hoşuma giden özelliği ucunun tam ideal kalınlıkta olması ve çok ince bir çizgi halinde bile sürülebilmesi . Bazı eyelinerlar ne kadar uğraşırsam uğraşayım kalın çizgi yapıyor. Renk ve koyuluk olarak tam istediğim gibi simsiyah. Ve en önemli özelliğine gelirsek, kalıcılığı çok iyi . Elime sürdükten sonra 1 dakika bekleyip silmeye çalıştım ve hiç etkinlenmedi. Suya dayanıklılığı konusunda bir deneyimim olmadı. 1 aydır kullanıyorum, ilk günkü gibi canlı, henüz bir kuruma yapmadı. Şimdilik memnun kaldığım bir ürün. Ama indirimle 15 liraya aldım ve fiyatı biraz pahalı gibi geldi. Bir eyeliner'a 15 lira vermek fazla geliyor bana. Çünkü eyelinerların ömrü kısa, ruj gibi

Ne zamandır kitap incelemesi yapmıyordum. Ama okumaya son hızla devam ediyorum. Kitapsız bir gecem geçmiyor :) Son favorilerimden biri Kristin Hannah oldu. Böyle çok sayıda kitabı olan yazarları çok seviyorum, çünkü bir kitap bitiyor diye üzülmek yerine tüm kitaplarını alarak maceradan maceraya koşabiliyorsunuz. :) Bu Kristin Hannah 'ın okuduğum ikinci kitabı oldu. İlki Evden Çok Uzakta 'ydı. Ona daha inceleme yazısı yazmadım. Gerçek Renkler , ismiyle ve kapak tasarımıyla dikkatimi çekmişti. Arkasındaki hikayeyi okuduğumda daha da meraklandım. Ancak kitabın başları hiç de umduğum gibi çıkmadı. Çünkü kovboy temalıydı ve bu benim yaşam tarzıma çok uzaktı. Gene de okumaya devam ettim ve asıl 300'lü sayfalardan sonra kitap ilgimi çekmeye başladı. Kitabın başında çok sevdiğim ve hak verdiğim karakterin aslında yanılmış olduğunu görünce onun kadar ben de üzüldüm ve vicdan azabı çektim. Sanırım kitabın adı buradan geliyor: Herkesin gerçek renkler i sonradan orta

Yeni bir çekilişle herkese merhaba. Bu kez Oriflame'in en yeni ve en güzel kokularından biri olan Miss Giordani parfümü 1 kişiye hediye etmek istiyorum. http://tr.oriflame.com/products/product-detail.jhtml?prodCode=30399 Katılım Koşulları -Blogger'da izleyicim olmak ( 1 çekiliş hakkı ) Çekiliş haklarınızı arttırmak isterseniz; -Kampanyayı herhangi bir platformda paylaşmak ( +1 çekiliş hakkı ) -Oriflame'den 0-10 TL arası sipariş vermek ( +2 çekiliş hakkı ) -Oriflame'den 10-20 TL arası sipariş vermek ( +3 çekiliş hakkı ) -Oriflame'den 20-50 TL arası sipariş vermek ( +4 çekiliş hakkı ) -Oriflame'den 30 TL üzeri sipariş vermek ( +8 çekiliş hakkı ) Son katılım tarihi 1 Kasım 2014'tür. Herkese bol şans dilerim. Siparişleriniz için ucanariblog@gmail.com'a mail atabilirsiniz. Not: Çekilişin şeffaf olabilmesi için sipariş verildiğinde bu başlığa ekleme yapacağım.

Geçenlerde Ankara'ya gideceğimiz için valiz lazım olmuştu ve Watsons ' da 50 TL ve üzeri alışverişe çok uygun fiyatlarla güzel valizler satılıyordu. Bu güzel fırsatı hemen değerlendirdim tabi :) Ne zamandır kendime far almadığım için hemen farların oraya koştum ve uygun fiyatlı bu ürünler dikkatimi çekti. NYC far paletleri nin en sevdiğim yanı renklerin tonu oldu. Çok doğal ve hoş tonlardı, öyle bazı diğer farlar gibi cırtlak değillerdi ve insanı boya küpü gibi göstermeyecek renklerdi. 1 aydır kullanıyorum, genel olarak memnunum, ama ben simli farları pek sevmem. Şansıma bunlar da simli çıktı. Kalıcılık bakımından iyi. Gün içinde pek fazla dağılmıyor. Bu 797 numaralı paletin elimde uygulanmış hali. En çok sevdiğim ton şu koyu gri olan ton oldu. Parlak olmasına rağmen abartılı durmuyor gözlerde. 817 numaralı paketin tüm tonlarını çok beğendim, tam benim tarzım :)  Ben aldığımda Watsons 'da 10 TL'ydi. Fiyat olarak çok daha fazlasını

Yeni bir yazıyla herkese selam :) Bugün müptelası olduğum bir üründen bahsetmek istiyorum: Oriflame The One BB Lip Balm Geçen hafta sipariş ettim ve bir haftalık kullanımım sonucu çok memnun kaldım. Öncelikle tasarımını çok beğendim. Rujlarda bile ambalaja bu kadar önem verilmiyor bence. Dışındaki kaliteyi görünce içinin kalitesini merak etmemek imkansız. Oriflame The One BB Lip Balm'ın en sevdiğim yanı kokusu ve sürerken verdiği kayganlık hissi . Mis gibi bir kokusu var ve sürüldüğünde dudaklar yumuşacık oluyor. Ancak maalesef pek renk verdiği söylenemez. Keşke göründüğü doğal rengi verebilseydi. Daha çok parlatıcı olarak kullanılabilir. Dudaklarımda kuruluk vardı ve ürünü kullanmaya başlayınca bu sıkıntıdan kurtuldum. Özellikle kış aylarında çatlaklara karşı çok işe yarayacağa benziyor. Fiyatı 10.90 TL , sipariş için bana ulaşabilirsiniz.

Tüm katılımcıları uzun uzun beklettikten sonra nihayet çekilişimi sonuçlandırabildim. Bu uzun bekletme için tekrar özür diliyorum :) Çekiliş sonucu aşağıdaki gibi olmuştur. Kazanan loverK, tebrik ederim :) Kendisiyle e-posta yoluyla iletişime geçilmiştir. Yeni çekilişlerde görüşmek üzere :)

Tekrar merhaba, sosyal medya daha aktif biçimde kullanıldığı için Oriflame ürünlerimiz için bir Facebook sayfası oluşturduk, ürünlerimize sürekli yenilerini ekliyoruz, dilerseniz Facebook'tan dilerseniz bu başlık altından isteklerinizi yazabilirsiniz. Toplu alımlarda indirim yapılabilir. https://www.facebook.com/oriflamekalitesinihissedin

Aylar sonra yazdığım ilk yazımla herkese tekrar merhaba :) Oriflame'den devam ediyorum. Yüz temizleme ürünlerinin her çeşidine ve her markasına meraklı biri olarak bunu da denemekte geç kalmadım. En çok hoşuma giden taraflarından biri şişesi, sıvı sabun gibi sıkılması pratiklik sağlamış. Jelin kaygan bir yapısı var, ve yüzünüze sürdüğünüzde içinde toplar eriyor ve ferah hissetmenizi sağlıyor. Ama bu topların asıl amacı ölü deriyi yok etmek. Siyah noktam olmadığı için siyah noktaları yok etmedeki başarısı konusunda bir şey diyemeyeceğim. Ancak tenimde beyazlık ve aydınlık sağladı. Tavsiye edebileceğim bir ürün ve piyasadaki türevlerinden daha başarılı ve daha uygun fiyatlı. Aşağıdaki linkten satın alabilirsiniz. http://urun.gittigidiyor.com/kozmetik-kisisel-bakim/pure-skin-olu-hucreleri-giderici-yuz-yikama-jeli-127277166#product-information

Herkese merhaba, yaklaşık 3-4 aydır buralarda yoktum, bu nedenle de çekilişimin sonuçlarını açıklayamadım, bunun için tüm katılımcılardan özür diliyorum. Ama geçerli bir sebebim var, ben evlendim! :) Ama şimdi, tekrar Uçan Arı'nın başına dönmeye karar verdim. Bu arada Oriflame satış danışmanı oldum ve buradan hem denediğim ürünlerin tanıtımını yapıp hem de indirimli olarak satın alabilmeniz için link paylaşacağım. Yepyeni yazılarımda görüşmek üzere...

Garnier Saf ve Temiz BB Krem Yorumlarım Yaz mevsiminde en sinir olduğum durum, yapış yapış his bırakan yağlı makyaj ürünleridir. Cildimin kusurlarını kapatsa da yapısından dolayı evlat olsa çekilmez kıvamdaki ağır yapılı fondötenler adeta bir yaz işkencesine dönüşüyor. Hatta daha hafif formlu BB Kremler bile zaman zaman cildimi bunaltabiliyor.  Yaz zamanı, varlığını hissetmeyeceğim kadar hafif, karma cildimle dost ve güzelliğimden de taviz verdirmeyecek kadar kapatıcı bir BB Krem bulmak çok zor. Hem bir BB Krem daha ne kadar hafif olabilir ki? Ben tam da böyle düşünüyorken, “saf ve doğal görünümün kusursuzluğu” iddiasıyla ilgimi çeken Garnier Saf ve Temiz BB Krem ’i büyük bir merakla denedim. Son zamanlarda Garnier’in BB Kremlerde yaptığı ataklar malum, inanılmaz başarılı. Hatta uzun bir zamandır da Garnier BB Cream Roll-On Concealer ’ı kullanıyorum ve oldukça beğeniyorum. Göz altı kapatcısından muazzam kaldığım Garnier ‘in Saf ve Temiz BB Kremi ‘ni ilk kullandığımda duyduğu

Oriflame 'in bana gönderdiği paketten çıkan ürünler arasında belki de en çok beni mutlu eden ürün buydu. Çünkü daha önce böyle bir rujum hiç olmamıştı. Benim bildiğim rujlar serttir, bu ise aksine yumuşacık ve bu yumuşaklık sürerken konfor sağlıyor. Yine diğer rujların aksine kalın ve kısa değil, ince ve uzun bir görünümü var. Her ne kadar çabuk bitecek gibi görünse de, öyle değil. Çok kez kullanmama rağmen daha eksilmedi bile. Kokusu çok dehşet. Sürerken yiyesim geliyor :) Bana gönderdikleri renk çok canlı bir kırmızı olmasına rağmen sırf kremsi yapısından dolayı kullanmaktan zevk alıyorum. Kalıcılığından ise çok memnunum. Hiçbir şey yemeyip içmediğinizde saatlerce kalabiliyor, yediğinizde bile tamamen silinmiyor. Tavsiye ederim. Satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Çekilişe katılım sona ermiştir. Ülkemizdeki kötü olaylar nedeniyle kısa süreliğine askıya aldığım çekilişimi yeniden başlatıyorum. Uçan Arı Kırmızı Çekilişi 'nin sonuçlanmasının ardından hemen yeni bir çekiliş başlatmak istedim.  Hediyelerimin resmini yukarıda görebilirsiniz. Çekilişin Hediyeleri: -Nivea Pure & Natural Action Deodorant -Nivea Free Time Yıldız Meyveli Duş Jeli -Garnier tek kullanımlık saç bakım kremi -Dermaderm sivilce ve siyah nokta temizleme mendili -Flormar Dirty Bliss deneme boyu parfüm -Avon Glimmerstick Diamons Eyeliner -Rapsodi Dipliner -Golden Rose 227 Oje -Golden Rose 209 Fantastic Oje -Yeşil Mona Lisa tarak -Yeşil makyaj süngeri -Pembe kumbara -1 çift pasta küpe -SoChic kelebekli kolye -Değişik renklerde ve şekillerde 5 bileklik Çekilişin Zorunlu Katılım Koşulları - Blogger izleyicisi olmak İsteğe Bağlı - Blogunuzdan çekilişi duyurmak (+5 çekiliş hakkı) -Diğer platformlardan çekilişi duyurma

Wmaraci.com sitesindeki çekiliş aracı ile yapılan çekiliş sonrası kazanan Küçük Sırlar olmuştur. Tebrik eder, hediyelerini güzel günlerde kullanmasını dilerim :)

Oriflame The One Volume Blast Mascara 'yı 2 gündür kullanıyorum ve değerlendirmek için yeterli fikrim oluşunca hemen yazmaya karar verdim.  Önce dış görünüşünden bahsedeyim, Oriflame The One serisinin meşhur rengi ile kaplanmış. Daha önceki yazımda bahsettiğim gibi kapağını kapatırken "tık" diye ses çıkarması tamamen kapandığını anlamama yardımcı oluyor ve daha uzun süre dayanacağının sinyalini veriyor sanki. Fırçası plastik, aslında normal fırçaları daha çok severdim ben. Ama bu normal plastik fırçalar gibi değil, çok yumuşak ve zarif. Sanki rimel değil de, başka bir şey sürüyorsunuz :) Fırçasının en güzel yanı rimel topaklarının üzerinde bulunmaması. Hani top top olur ya, o yok işte bunda. Dolayısıyla sürerken de kirpiğinizde topaklar kalmıyor. Aşağıda tek kat sürülmüş halini görebilirsiniz. Fotoğraf makinem pek net çekmiyor ama, anca bu kadar oldu :) Kirpikleri dolgunlaştırmıyor, bu açıdan biraz eksikliği var. Ama kirpikleri çok uzatıyor ve tara

Yüzümden memnun olduğum için ve pek sivilce sorunum da olmadığı için pek fondöten kullanmam aslında. Ama gene de almıştım Loreal Paris Infallible Fondöteni . Ama pek ten rengime uygun değilmiş, o yüzden fazla kullanamadım. Ama eğer ten rengime uygun olsaydı, oldukça güzel kapatıcı özelliğe sahip. 16 saat kalıcılık vaad ediyor. Fazla sürünce gün sonuna doğru kötü görünebiliyor. O nedenle tam kararında sürmek önemli. Sürülmesi kolay, akışkan bir yapıya sahip. Ama ben şişesini çok beğenmedim. Çünkü kullandıktan sonra şişenin kremi akıttığı yerde fondöten kuruyor ve bir dahaki kullanışınızda sıkıntı yaşıyorsunuz. Daha pratik bir şişe olabilirmiş. Bunun dışında şişesi çok bereketli, sür sür bitmiyor :) Ama fiyatı da bir o kadar yüksek. 50 lira civarında. Ten rengime çok fazla uymadığını söylemiştim. Yukarıdaki resim de bunu kanıtlıyor zaten, fondöteni sürdüğüm sağ taraf daha bronz. Bronz görünmek isteyenler için bir çözüm olabilir belki :)

Hızla Oriflame The One incelemelerime devam ediyorum. İkinci incelemem Oriflame The One Colour Impact Far.  Çok ama çok tatlı, minik bir kutusu var. Kutuyu açınca bizi parlak bir far karşılıyor. Siz toz far beklerken karşınıza çıkan ürün krem far oluyor. İlk kez krem far kullandım ve sürmesi çok zevkliydi. Çabuk bitmesin istiyorum. Aşağıdaki resimdeki farın rengi "Altın Kahve" . Çok hoş bir ton. Özellikle esmerler ve buğday tenlilerde son derece doğal durur diye düşünüyorum. Ben buğday tenliyim ve bende öyle oldu. Varla yok arasıydı. Aşağıda ten üzerinde nasıl durduğunu görebilirsiniz. Krem olduğu için çok kolay bir şekilde yayılıyor ve cilt ile bütünleşiyor. Temizlemesi çok kolay. Makyaj temizleyici ile oraya buraya bulaşmadan çıkabiliyor. Tek hoşuma gitmeyen taraf parlak ve simli olması oldu. Eğer mat olsaydı daha hoş olabilirdi. Ama bu tamamen zevk meselesi. Parlak seven çok bayan var. Bu farı kullanınca anladım ki toz far devri her an kap